nuri gür
  • Ruzname
      • eda ba
      • ads jr
  • Duhul Et
    • Ruzname
    • Makalat
      • Ayrılık Feryadı
      • Gölgedeki Güç
      • Kendi Olmak
      • Para Ve Politika
  1. Buradasınız:  
  2. Anasayfa
  3. Yardım

Yardım

Hakkında

Ayrıntılar
Yazan: nurigur
Kategori: Yardım
Yayınlandı: 14 Şubat 2025
Görüntüleme: 103

Zaman, kimilerinin peşinden sürüklendiği, kimilerinin ise yön verdiği bir nehir gibidir. Ben, o nehrin akışına kapılanlardan değil; onun rotasını çizenlerden olmayı seçtim.

Adım Nuri Gür. Dijital dünyada @gurcizade adıyla varım. Benim yolculuğum, yalnızca bir hayat hikâyesi değil; bir mücadele, bir arayış ve bir inşa sürecidir. Kendi köklerine bağlı ama gözünü ufka diken bir insan olarak, kalemimle, düşüncemle ve yaptıklarımla var olmayı seçtim.

Her fikir bir tohumdur; toprağa düşmezse filizlenmez. İşte ben, bu tohumları ekenlerdenim. Fikirlerim, geçmişin mirasını omuzlayarak geleceği inşa etmeye adanmıştır. Tarihin pasif bir izleyicisi olmak yerine, onu yazanlardan, ona yön verenlerden olmayı ilke edindim. Şikâyet eden değil, hikâye inşa eden olmak benim düsturumdur.

Bağlı olduğum değerler, yalnızca kuru sloganlardan ibaret değil. Adalet, bağımsızlık ve özgünlük benim için birer ilke, birer duruş ve birer varoluş sebebidir. Türkiye’nin geleceğini, bilgiyi üreten, ahlâkı koruyan ve iradesini kimseye teslim etmeyen bir milletin ellerinde görüyorum. Bunu savunuyor, bunu anlatıyor ve bunun için mücadele ediyorum.

Sözlerim yalnızca kelimelerden ibaret değil; her biri bir eyleme, bir gayeye ve bir geleceğe işaret ediyor. Ya tarih yazanlardan olacağız ya da başkalarının yazdığı tarihin gölgesinde kaybolacağız. Ben, kalemi eline alanlardanım.

İşte buradayım. Buradayız. Birlikte inşa etmeye, birlikte yükselmeye ve birlikte var olmaya hazırız. Çünkü biz, tarihin nesnesi değil, öznesi olmak zorundayız.

 

  • Yazar Hakkında: Nuri Gür

Birlik ve Kaos

Ayrıntılar
Yazan: nurigur
Kategori: Yardım
Yayınlandı: 14 Şubat 2025
Görüntüleme: 27
  • Toplumsal Birlik ve Dayanışma
  • Kaos ve Adalet İlişkisi
  • İslami Değerler ve Toplum Düzeni
  • İnfial ve Toplumsal Çözülme
  • Adalet, Güven ve Hukuk Sistemi

 

Toplumların varlıklarını sürdürebilmeleri için sahip oldukları en önemli yapı taşı, birliktir. Bu birlik; yalnızca bir arada yaşamanın sağladığı fiziki bir yakınlık değil, ortak değerler etrafında toplanabilme yetisidir. Bir toplumu toplum yapan, aynı düşünceyi paylaşmasalar bile, bireylerin birbirlerine ve ait oldukları topluma karşı taşıdıkları sorumluluk duygusudur. Ancak bu duygunun zayıfladığı, güvenin ve karşılıklı saygının yok olmaya yüz tuttuğu an, toplumun temelleri sarsılmaya başlar. Tıpkı bir dinamitin, binanın altına yerleştirilmesi gibi. Patlama gecikse bile, infilak kaçınılmazdır.

İslâmî değerler, toplumsal yapının manevi harcıdır. Bu değerler, bir toplumu bir arada tutan, ona kimlik kazandıran, sosyal ve ahlaki düzeni sağlayan unsurlar arasında yer alır. Ne var ki, bu değerler üzerinden toplumda kaos yaratmaya çalışanlar da her zaman olacaktır. Bugün karşımıza çıkan en büyük tehlike, İslâmî değerlerin yalnızca bireyler arasındaki ilişkileri düzenleyen bir sistem olmaktan çıkarılıp, toplumu bölme aracı olarak kullanılmaya çalışılmasıdır. Bu tür girişimler, toplumun birliğini dinamitleyen unsurların başında gelir. İslâm’ın barış, kardeşlik ve adalet mesajları açıkken, bu mesajların tersine çevrilmesi, kaos yaratmak isteyenlerin en sık başvurduğu yöntemdir.

Devamını oku: Birlik ve Kaos

Dijital Kasaplar ve Geleceğin Hayaletleri

Ayrıntılar
Yazan: nurigur
Kategori: Yardım
Yayınlandı: 14 Şubat 2025
Görüntüleme: 154
  • Siber Dolandırıcılık
  • Dijital Güvenlik
  • Kripto Para Suçları
  • Finansal Okuryazarlık
  • Deepfake Teknolojileri

İnsanlık tarihi boyunca ticaret yolları, sarraf çarşıları ve borsa salonları hep bir şeyin peşinde koştu: Kazanç. Ancak artık altın pazarları, döviz büroları ya da büyük finans kuleleri bu kazancın tek sahnesi değil. Yeni dünya, sanal sermayenin gölgesinde büyüyen dijital bir tiyatroya dönüştü. Burada rol alanlar arasında ise yatırımcılar, mühendisler, kod yazarları olduğu kadar sahte kimlikler, kopyalanmış yüzler ve yapay zeka tarafından yaratılmış hayaletler de var.

Geleneksel dolandırıcılıklar, zamanın ruhuna ayak uydurarak evrim geçirdi ve internetin sınırsız dünyasında bambaşka bir kimlik kazandı. Artık sokaklarda, kahvehanelerde, kapı kapı dolaşıp insanları kandıran düzenbazların yerine, gelişmiş algoritmalar, sahte yatırım uygulamaları ve psikolojik manipülasyon teknikleri var. Türkiye de bu büyük fırtınanın ortasında, küresel siber dolandırıcılığın pençesine düşen ülkelerden biri haline geldi.

Devamını oku: Dijital Kasaplar ve Geleceğin Hayaletleri

  • Yazar Hakkında: Nuri Gür

Ana Menü

  • nurigür

Giriş Formu

  • Şifrenizi mi unuttunuz?
  • Kullanıcı adınızı mı unuttunuz?
  • Bir hesap oluşturun
  • Tevhidin Gölgesinde Merkeze Dönüş

    Günlerin ardı sıra yığıldığı bir çağda yaşıyorum; takvim yaprakları değil de sanki yıldızlar düşüyor gökyüzünden, her biri bir hakikati söndürerek. Zaman dediğimiz şey, artık içinde yön barındırmayan dev bir döngüye dönüştü; merkezini kaybetmiş bir çark gibi dönüyor, fakat nereye döndüğünü bilen yok. Eskiden zamanın kutsallığı vardı; bir doğuşun, bir ölüşün, bir dirilişin ritmiyle yoğrulurdu insan. Şimdi ise saatler yalnızca üretim periyotlarını, tüketim kampanyalarını ve sinir krizi aralıklarını ölçen metalik bir tanrı gibi. Bense bu anlamsız ritmin ortasında hâlâ bir merkezin varlığını hissediyor, kaybolmuşun izini süren bir seyyah gibi geçmişin kozmik ahengini kulaklarımda duymaya çalışıyorum.

    Bir zamanlar gökyüzü yalnızca astronomik bir veri kümesi değildi; yıldızlar, göç eden ruhlar gibi semayı geçerken hikmetin harflerini yazardı. Kozmosun matematiği, zihnin değil, kalbin sezgisiyle okunurdu. Fakat sonra biri çıkıp dedi ki: “Dünya dönüyor.” O sözle birlikte yalnızca yeryüzü değil, düşünce de döndü. Artık gök değil, göz egemendi; sezgi değil, hesap belirleyiciydi. Evrenin merkezinde duran kutsal dünya fikri, o cümleyle birlikte yerle bir oldu. O an, insanlık kendi eksenini de kaybetti. Kopernik yalnızca astronomiyle değil, hakikatle ilgili bir kırılma başlatmıştı. Bu kırılma, zamanla merkezî olan her şeyi değersizleştiren bir seküler depreme dönüştü. Artık ne Tanrı göklerin tepesindeydi, ne insan kendini kainatın anlam halkası içinde hissediyordu.

    Devamını oku: Tevhidin Gölgesinde Merkeze Dönüş

  • Kadının İnsanlığın Temel Taşı Oluşu

    İnsanlık tarihi boyunca kadın, yalnızca biyolojik bir varlık olarak değil, aynı zamanda toplumsal ve kültürel düzenin temel taşı olarak varlık göstermiştir. Doğanın bir parçası gibi görülen kadın, aynı zamanda bilincin, üretimin ve medeniyetin ayrılmaz bir parçası olmuştur. Ancak, tarih boyunca kadının bu konumu her zaman hakkıyla teslim edilmemiş, çoğu zaman bastırılmış, sınırlandırılmış veya göz ardı edilmiştir. Hak ettiği saygıyı ve değeri bulamadığı dönemler, toplumların da gerilediği, insanlığın eksik kaldığı dönemler olmuştur.

    Kadının toplumdaki rolü tarihsel olarak farklı kültürlerde değişkenlik göstermiş, bazı medeniyetlerde kadın bir güç ve otorite figürü olarak görülürken, bazılarında yalnızca itaat eden bir varlık olarak değerlendirilmiştir. Fakat insanın değeri, cinsiyetle ölçülemez. Kadın ve erkek, insanlık çatısının iki eşit sütunu olarak varlık gösterir. Bu eşitlik, yalnızca biyolojik değil, aynı zamanda sosyal, kültürel ve hukuki bir eşitliktir. Bir toplumun gerçek anlamda kalkınması, kadın ve erkeğin bir arada, hak ve sorumluluk bakımından eşit koşullarda yaşaması ile mümkündür.

    Devamını oku: Kadının İnsanlığın Temel Taşı Oluşu

  • Kırılgan Demokrasi

    Dünyanın siyasi sahnesinde yankılanan en büyük trajediler, genellikle öncesinde sessiz bir fısıltıyla başlar. Almanya’da aşırı sağın yükselişi, sadece bir ülkenin değil, bir kıtanın, hatta belki de bir medeniyetin derinlerde yatan fay hatlarını harekete geçiren bir sarsıntıdır. Geçmişin gölgeleri, 1930’ların karanlık dehlizlerinden süzülerek bugünün Avrupa’sına ulaşmış, rüzgarın yönünü değiştirerek küresel demokratik düzenin kırılganlığını bir kez daha gözler önüne sermiştir. Ancak, bu dalganın Türkiye’ye ulaşmayacağını düşünmek, gemisini fırtınada rotasız bırakmış bir kaptanın saflığına benzer. Türkiye’nin tarihinde, kimlik ve ideoloji üzerinden şekillenen gerilimler, Avrupa’daki dönüşümlerin bir yansıması olmaktan çok, onunla iç içe geçmiş bir hikâyenin parçasıdır. Demokrasi, burada da bir avuç toprağa ekilen narin bir tohum gibi, bazen büyümeye yüz tutmuş, bazen sert rüzgârlarla savrulmuş, ama hiçbir zaman köklerini tamamen kaybetmemiştir.

    Ancak, demokrasinin yalnızca seçim sandığında belirlenen bir ritüelden ibaret olmadığı gerçeği, çoğu zaman göz ardı edilmiştir. Oysa özgürlük, sadece oy pusulasına işaretlenen bir tercih değil, bireyin günlük yaşamında hissettiği, soluduğu, varlığına içkin bir hakikat olmalıdır. Almanya’daki aşırı sağın yükselişinin temelinde, ekonomik belirsizliklerin, kimlik krizlerinin ve küreselleşmenin doğurduğu güvensizliğin yattığını söyleyen siyaset bilimciler, aslında tüm bu parametrelerin Türkiye’de de benzer şekilde var olduğunu göz ardı edemezler. Büyük şehirlerin caddelerinde yankılanan huzursuzluk, kırsal kesimlerde fısıldanan gelecek kaygısı ve medya üzerinden inşa edilen korku politikaları, demokrasinin ruhunu adeta bir paslı çivi gibi sabitlemekte, hareket alanını daraltmaktadır. Bugün Avrupa’da yükselen milliyetçi dalga, Türkiye’de de kendi yankısını bulmuş, sokaklarda, kahvehanelerde, sosyal medya platformlarında dillendirilen en temel söylemler haline gelmiştir. Sınırlar kapatılmalı, kültürel saflık korunmalı, geçmişin görkemi yeniden inşa edilmelidir. Ancak bu retorik, bir halkın geleceğini kurma idealinden çok, onu geçmişin hatalarına zincirleme arzusunu barındırmaktadır.

    Devamını oku: Kırılgan Demokrasi

Popüler Etiketler

Düşünce 7 Özgürlük 6 Doğa 4 Diriliş 4 Hakikat 4 Dönüşüm 3 Kimlik Arayışları 2 Siber Dolandırıcılık 2

Eski Gönderiler

  • İlahi Adaletin Terazisi ve Vahdetin Işığı
  • Secdeyle Dirilen Medeniyet: Kudüs’ün Sessiz Çağrısı
  • İhlâsın Eşiğinde Bir Bayram: Kalpten Kalbe Kurulan Medeniyet
  • Dergin Varsa, Derdin Hakikattir
  • Sessizliğin Eşiğinde, Dirilişin İzinde
  • Düşüncenin Özgürlüğü, Evrimi ve Toplumsal Dönüşüm
  • Giriş yap